Tacirin Basiretli İş Adamı Gibi Davranma Yükümü

Türk Ticaret Kanunu sistem olarak ticari işletmeyi merkeze almış ve sistematik bunun etrafında kurulmuştur. Söz konusu ticari işletmeyi işleten kişi ise tacirdir. Tacir olmanın getirdiği bir takım haklar ve yükümlülükler mevcuttur. Bunlardan birisi de basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümüdür. Buna göre tacir, faaliyet gösterdiği ticari alan içerisinde bilgi sahibi olmalı, öngörülü davranmalı ve tedbirli hareket etmelidir. Tacir bu yüküme aykırı davrandığı takdirde bundan sorumlu olacaktır. Bu yükümlülüğün sınırları ise doktrin ve içtihatlar ışığında çizilmiştir.
Tacir Sıfatının Getirdiği Hüküm ve Sonuçlar
Tacirin Türk Ticaret Kanunu’nda Yeri ve Mahiyeti
Geçmişten günümüze ticaret hukukunun uygulama alanına baktığımızda, pek çok farklı sistemin denendiği ve neticede kanun sistematiğinin esas aldığı unsurun her sistemde farklılık gösterdiği anlaşılmaktadır. Bizim mevcut kanunumuz ise Ticari İşletme Sistemi olarak adlandırılan modern sistemi benimsemektedir. Bu modern sistem, kanun sistematiğinde ticari işletmeyi esas almaktadır. Ne var ki işleteni olmadan bir işletme düşünülemeyeceğine göre tacir de mahiyeti itibarıyla Türk Ticaret Kanunu’nda önem arz etmektedir.
Tacir kavramı, 6102 Sayılı TTK’nın Birinci Kitabının Birinci Kısmında düzenlenmiştir. Buna göre tacir; gerçek kişi tacir ve tüzel kişi tacir olmak üzere ikiye ayrılır.
TTK m.12/1 hükmü ile gerçek kişi tacirin, TTK m.16/1 hükmünde de tüzel kişi tacirin tanımı yapılmıştır. Kanun, gerçek veya tüzel kişinin tacir sıfatına haiz olabilmesini ticari işletmenin onun tarafından işletilmesi kıstasına bağlamıştır.
Tacir Olmaya Bağlanan Hukuki Sonuçlar
Hukukumuzca, belirli bir seviyede ticari faaliyetin icrası, toplum nezdinde iktisadi bir güç ve mahiyet ifade ettiği kabul edilmiştir. Dolayısıyla, kanunda tacir sıfatını taşıyan kişiler sıradan biri gibi muamele görmemiş ve birtakım özel hükümlere tabi tutulmuştur. Tacir olmanın kamu hukuku ve özel hukuk bakımından doğurduğu pek çok sonuç vardır.
Oldukça büyük ekonomik hacme sahip işletmeleri işleten tacirlerin de mesleki nitelikteki kararları ve tercihlerinin ülke ekonomisini etkileyeceği açıktır. Bu da tacir sıfatının bir takım özel hükümlere bağlanmasının bir başka sebebidir. Kanaatimizce de bu tarz işletmelerin davranışları sosyo-ekonomik neticeler doğuracağından, kamu düzenine ilişkin bir unsur olduğu kabul edilebilir. Dolayısıyla özel hükümlere bağlanmasındaki amaç bir nevi kamu düzenini korumak ve sosyal menfaatleri gözetmektir.
Tacir sıfatının getirdiği bir takım hak (nimet) ve yükümlülükler (külfet) mevcuttur. Bu hak ve yükümlülükler TTK m.18-23 arasında toplu bir biçimde düzenlenmiştir.
Bu külfetlerden bir tanesini de TTK m.18/2’de düzenlenen Basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü teşkil etmektedir.
Basiretli İş Adamı Gibi Hareket Etme
Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenişi
Basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü TTK m.18/2 ile ‘’Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca kanunun diğer maddelerinde de buna değinilmiştir. Örnek vermek gerekir ise; TTK m.110 hükmünde acentenin haber verme yükümlülüğü sırasında basiretli tacir gibi davranması gerektiği, TTK m.219’da şirket yönetimindeki ortaklardan birinin yönetimde ağır basiretsizlik sergilemesinin onun görevden mahkeme kararı ile alınabilmesi için haklı bir sebep oluşturduğu kabul edilmiştir. Aynı zamanda m.286 hükmünde tasfiye memuru için de böyle bir yükümlülük getirilmiştir.
TTK m.18/2 hükmü ne şekilde olursa olsun, tacir sıfatına sahip olan herkese uygulanabilecek, genel bir hüküm niteliğindedir.
Basiretli İş Adamı Gibi Hareket Etmenin Tanımı, Ölçüsü ve Kapsamı
Kanunda basiretli iş adamından bahsedilmektedir. Peki, basiretli iş adamı gibi hareket etmenin anlamı nedir ve bundan ne anlamamız gerekir? Kanunda bu hususun tanımı yapılmamış ancak bu eksiklik doktrin ve yargı kararları çerçevesinde giderilmiştir. Öncelikle incelememiz gereken mevzu basiret kavramının ne olduğu ve bundan ne anlaşılması gerektiğidir.
Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre basiret ‘’Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş, seziş, anlayış, kavrayış, sağgörü, vizyon.’’ anlamına gelmektedir.
Hukuki anlamda ise “tacirin ticari faaliyetlerinde tedbirli, ileri görüşlü, sağduyulu ve yaptığı işin inceliklerini bilen bir kişi” şeklinde bir tanım yapılması yerinde olacaktır. Tacir kişi bu sıfata haiz olduktan itibaren, sıradan bir kişiden ayrılmakta ve kendisine kanunen faaliyet alanıyla ilgili bir takım yükümlülükler getirilmektedir. Bu kişiden yapmakta olduğu işle ilgili yeterince bilgi sahibi olması, onunla alakalı güncel gelişmeleri takip etmesi, sosyal-politik-ekonomik şartlar dahlinde öngörülerde bulunması, bu öngörüler vasıtasıyla gerekli tedbirleri alması beklenmektedir.
Doktrinde genel görüşe göre tacir kişinin basiretli davranma yükümlülüğü, faaliyet gösterdiği alan ile sınırlıdır. Nitekim buna karşı görüşlerde yer almakta, basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü ticari işletmenin nev’i ile değil, doğrudan doğruya tacir sıfatıyla ilgilidir denilmekte ve böylece tacirin sorumluluk alanı genişletilmektedir.
Kanaatimizce bu karşıt görüş, tacirin yükümlülük alanına fazlasıyla genişleteceği için hakkaniyetli bir yaklaşıma sahip değildir. Tacirden bu kadar basiret beklenmesi de olağan hayat şartları göz önüne alındığında adilane olmayacaktır. Nitekim madencilik alanında faaliyet gösteren bir tacirin, turizm sektöründeki gelişmeleri öngörmesini ve bu konuda tam basiretli bir şekilde davranmasını beklemek hakkaniyete sığmayacaktır.
Aynı zamanda ticari işletmenin faaliyet alanının hacmi de bu noktada önemli olacaktır. Zira orta boyuttaki bir lokanta ile bir fast-food zincirinin göstermesi gereken özen ve basiret aynı olmayacaktır.
Tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğünde özenin ölçüsü objektiftir. Sıradan, tedbirli bir tacirin aynı durum ve şartlarda göstereceği özen, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmenin de ölçütüdür. Bu ölçütün objektif olması, özenin sözleşmenin veya işin mahiyetine göre değerlendirilmesine, özenin niteliğinin ağırlaştırılmasına yahut bunun sözleşme ile sınırlandırılmasına mani değildir. Buna karşılık TBK m.115/1 hükmü gereği tacirin ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür.
Örneğin; Türk Lirası yerine dövizle anlaşma yapan tacirin daha sonra tezahür eden ekonomik kriz sebebiyle bunun öngöremeyeceği bir mücbir sebep olması gerekçesi ile ifadan kaçınması kabul edilebilir bir gerekçe değildir. Basiretli tacirin bu tarz hususları öngörebilmesi ve buna uygun davranması gereklidir.
Bu yükümlülüğe aykırılık sebebiyle bir zarar doğarsa, tacir sıfatına haiz olan teşebbüs veya teşebbüsler bu zarardan sorumlu olur.
Bunun kapsamı ise tacirin ticari anlamda faaliyet gösterdiği tüm borç ve alacaklarını kapsar. Sözleşme veya haksız fiillerde yahut sebepsiz zenginleşmeyle ilgili tüm hususlarda tacirden bu özeni göstermesi beklenir.
Kanaatimizce bu ölçüt ve kapsamlar yeterli olup, ticari dengeyi ve dolayısıyla sosyo-ekonomik düzeni koruyabilecek sınırlamalardır. Nitekim elinde iktisadi anlamda, toplumun geleceğine ve düzenine yön verecek nitelikte bir güç bulunduran tacirin, hakeza hukuk düzeni önünde alalade bir vatandaş ile aynı hükümlere tabi olması beklenemez bu kamu düzenine ilişkin bir husustur.
Yargıtay Kararları Işığında Basiretli Tacir Kavramı
Üstte de belirtildiği gibi tacir, faaliyet gösterdiği her alanda basiretli davranma külfetindedir.
Yargıtay kararına konu olan olayda da olduğu gibi markanın belirlenmesinde iyiniyetli ve basiretli bir şekilde davranmalı, sektördeki diğer markaları göz önünde bulundurarak hareket etmelidir.
…Academia ibareli markası ile aynı sektörde olması …tüketici nezdinde iltibasa yol açar nitelikteki Accademia ibaresini kullanmasının, basiretli iş adamı gibi…hareket ettiği sonucuna vardırmayacağı, bu ibaredeki C harfinin iki kez kullanılmış olmasının da ibarelerin farklı algılanmasına yetmeyeceği gerekçesiyle…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, T: 15.10.2018, E: 2017/4517, K: 2018/6346
Yine imalatçılık yapan tacirin, tedbir amaçlı elinde her zaman tedbir amaçlı sipariş fazlası ürün bulundurabileceği, basiretli bir tacirden de böyle bir davranış beklemenin normal olacağı, aksinin ise basiretsizlik kabul edilebileceği de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kabul edilmiştir.
Bir başka örnek ise, Yargıtay’ın 2016 yılında vermiş olduğu kararında da tacirin tedbirli ve bilinçli davranma yükümlülüğüne dikkat çekilmiştir.
…davacı tacir olup ticari işlem ve eylemlerinde basiretli davranmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük çerçevesinde davacının ticari ilişkide bulunduğu şahıslara ilişkin gerekli araştırmayı yapması, borca karşılık kendisine verilen çeklerin sıhhatlerini araştırması gereklidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, T: 21.03.2016, E: 2015/13317, K:2016/3073
Sözün özü Yargıtay, kanunu ve doktrini destekler nitelikte vermiş olduğu kararlarla tacirin basiretli davranma yükümlülüğünü tanımlamış, kapsamını ve ölçütünü belirlemiş, somut örnekler ile bu tanıma derinlik kazandırmıştır.
Sonuç itibari ile, tacir olmak, iktisadi bir gücü elinde bulundurmak demektir. Bu ekonomik güç boyutuna göre, ülke hatta dünya düzenine yön verebilecek kabiliyettedir. Dolayısı ile tacir kişiler hukuk düzeni önünde sıradan bir vatandaştan farklı hak ve yükümlülüklere sahiptir. Basiretli davranmakta bu yükümlerden birisidir ve tacir, faaliyet alanında öngörülü, tedbirli ve bilgili hareket etmekle yükümlüdür. Normal bir vatandaştan, akletmesini bekleyemeyeceğimiz, olağan hayat şartlarının dışındaki bazı hususlar, tacir tarafından bilinmelidir. Tacirden beklenen özen, objektif bir özendir. Bazı görüşler tacirin, tüm ticari faaliyet sahası içerisinde basiretli olması gerektiğini savunsalar da, bu adilane bir yaklaşım değildir, tacirin kendi alanı içerisinde basiretli davranması yeterlidir. Nihayetinde, basiretin sınırları kanundan ziyade içtihat ve doktrin ile şekillenmiştir.
Ayhan & Çağlar & Özdamar, Mehmet (2019) Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 12. Baskı, Ankara, Yetkin, s.219-222
Arkan, Sabih (2018) Ticari İşletme Hukuku, 24. Baskı, Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, s.143
Bahtiyar, Mehmet (2012) Ticari İşletme Hukuku Ders Notları Soru Örnekleri, 12. Baskı, İstanbul, Beta Yayınları, s.96;
Karaahmetoğlu, İsmail Özgün (2012), ‘Basiretli İş Adamı Gibi Hareket Etme Ölçüsü ve Yargıtay Uygulamasındaki Yeri’ Legal Hukuk Dergisi, S:116, C:10, s.88
Gümüş, Mustafa Alper (2016) 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m.18/II’de Yer Alan “BASİRETLİ İŞ ADAMI (TACİR) DAVRANIŞI” Ölçütünün İyiniyetin (TMK m.3) Varlığının Belirlenmesindeki İşlevi, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, S:3, C:22, s.1227
Kesici, Buğra (2017) Rekabet Hukukunun İhlalinden Kaynaklanan Haksız Fiil Sorumluluğu, 1. Baskı, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, s.198
M. Çağrı Kavgacı
M. Çağrı Kavgacı (Tümünü gör)
- Sosyal Medya Mahkemelerinde Hakkaniyet - 10 Mart 2021
- Ceza Yargılamasına Hakim İlkeler Işığında SEGBİS - 30 Eylül 2020
- Çoklu Baro Sistemi ve Avukatlık Kanunu Taslağında Öngörülen Yenilikler - 26 Haziran 2020