Kişisel Yazışmaların Sosyal Medya Yoluyla İfşası

Kişiler arasındaki yazışmaların paylaşılması (ifşa), sosyal medyada sıklıkla rastlanan bir fiil haline gelmiştir. Ancak aşağıda bahsedilecek olan şartların varlığı halinde bu fiil Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre suç teşkil edecektir. Okurlara faydalı olması amacıyla yazılan bu yazıda söz konusu suçun hangi şartlarda oluşacağından ve sosyal medya kullanıcıların nelere dikkat etmesi gerektiğinden bahsedilecektir.
Özel Hayat – Kamusal Hayat
İnsan hayatı kamusal ve özel olarak ayrılmaktadır. Kamusal hayat bireyin dış dünyaya açtığı, başkalarının bilmesinde sakınca görmediği hayatıdır. Özel hayat ise bireyin kendisi ve yakınlarıyla sürdürdüğü hayatıdır. Özel hayat kapalı kapılar ardında kalan, mekâna indirgenen bir kavram değildir. Kamuya açık alanda da özel hayat var olabilir.
Özel hayat, modern yaşamda bireyin kendisini geliştirmek için sahip olduğu en önemli haklardan birisidir. Bu sebeple hukuk devleti özel hayatı destekler ve korur. Özel hayat hakkının ihlal edilmesi, bireyde maddi ve manevi yıkıma yol açabilir. Türk hukuk sistemi de Anayasa ve TCK ile özel hayatı korur.
Haberleşmenin Gizliliği
Haberleşmenin gizliliği özel hayat hakkının bir parçasıdır. Haberleşme; mektup, telefon araması, video araması, mesajlaşma, e-posta vb. yollarla özel olarak yapılabilir. Ayrıca açık mektup, sosyal medya üzerinden paylaşım veya anons şeklinde aleni olarak yapılabilir. Özel yaşamın içerisine giren ise özel (gizli) haberleşmedir.
Özel haberleşme, herkesin bilmesi gerekmeyen veya herkesçe bilinmesi istenmeyen bilgileri içerebilir. Bu sebeple özel görüşmelerin ifşa edilmesi taraflara zarar verebilir. Haberleşme gizliliği, Türk hukukunda Anayasa (m. 22) ve TCK (m.132. m.133) ile koruma altına alınmıştır. Anayasa’da ve TCK’da bahsedilen haberleşme şekli özel olandır. Tarafların aleni bir şekilde yaptığı haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek veya bu haberleşmeyi ifşa etmek mümkün değildir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
TCK m. 132’de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, başkaları arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi düzenlenmiştir. Yani bu suçta fail, haberleşmenin taraflarından birisi değil, üçüncü kişidir.
İkinci fıkrada ise birinci fıkradaki ihlal neticesinde veya hukuka uygun bir yolla öğrenilen haberleşme içeriğinin; hukuka aykırı bir şekilde ifşa edilmesi düzenlenmiştir. Bu suçta da fail üçüncü kişidir.
Üçüncü fıkrada ise bu yazının konusu ile ilgili olan suç düzenlenmiştir. Bu fıkra; kişilerin kendisi ile yapılan haberleşmeyi hukuka aykırı olarak ifşa etmesini içermektedir. Bu suçta fail haberleşmenin içerisindeki bir kişidir.
Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Türk Ceza Kanunu madde 132/3
Bu suçun gerçekleşebilmesi için, ifşanın alenen yapılmış olması gerekir. Yani tarafı olunan bir mesajlaşmanın, başka bir kişiye gösterilmesi halinde bu suç meydana gelmeyecektir. Ancak yazışmanın diğer tarafının izni olmaksızın, sosyal medya hesaplarında paylaşım yapılması veya alenen okunması gibi hallerde bu suçtan bahsedilecektir. Bu suçun gerçekleşebilmesi için aleniyet unsurunun varlığı zorunludur.
İçtihatlarda ikileme yol açmamak için madde ilgili fıkra metnine hukuka aykırı olarak ifadesi eklenmiştir. Yani bu suçun oluşabilmesi için ifşa fiilinin hukuka aykırı olduğu fail tarafından bilinmedir. Bu da suçun ancak kast ile işlenebileceğini göstermektedir. Ancak bu durum başka bir ikilemi doğurmuştur. Hukuka aykırılık, suçun unsuru olarak kabul edilir ise bu suç yalnızca doğrudan kastla işlenebilir. Eğer hukuka aykırılık suçun unsuru olarak kabul edilmez ise bu suçun olası kastla ile işlenebileceği de kabul edilir. Doktrinde iki görüşü benimseyen yazarlar olsa da kanaatimiz; hukuka aykırılığın suçun unsuru olduğu ve bu suçun yalnızca doğrudan kastla işlenebileceği yönündedir.
Kişisel Yazışmaların Mahkemede Delil Olarak Kullanılması
Türk hukuk sisteminde hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin dikkate alınmayacağı hem CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) hem de HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) ile düzenlenmiştir.
Kişisel yazışmaların taraflarınca delil olarak kullanılması konusu ise TCK m. 132/3 kapsamında tartışılmalıdır. Zira bu suç oluşuyor ise delil hukuka aykırı olacaktır. Yukarıda da bahsedildiği üzere kişisel yazışmaların ifşa edilmesi ancak doğrudan kast ile yapıldığında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna sebebiyet verecektir. Kişi, kendisinin tarafı olduğu bir yazışmayı mahkemeye delil olarak sunduğunda suç işleme kastı ile hareket etmiş olmaz. Ancak kişi karşı tarafı tuzağa düşürmek sureti ile bunu yapıyor ise hukuka aykırı yolla elde edilmiş bir delil söz konusu olacaktır ve mahkemece dikkate alınmayacaktır.
Yargıtay bu konu ile ilgili kararında; suçun ispatının başka yolla mümkün olmaması, olayın doğal olarak gelişmesi, hak kaybı yaşanabileceği gibi hususların birlikte değerlendirilerek, delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine mahkemece karar verileceğine hükmetmiştir.
Sonuç olarak kişisel yazışmalar, taraflarınca, tuzağa düşürmek sureti ile elde edilmemiş olmak şartı ile hukuk ve ceza davalarında delil olarak kullanılabilir.
Kişisel Yazışmaların Sosyal Medya Yoluyla İfşa Edilmesi
Bu yazıda esasen üzerinde durulacak konu, taraflardan birisince özel görüşmenin ifşa edilmesidir. Günümüzde magazinsel değeri olan yazışmalar kimi zaman taraflarınca ifşa edilmektedir. Hukukumuzda TCK m. 132/3 ile kendisiyle yapılan haberleşmenin içeriği diğer tarafın rızası olamadan hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa dilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur şeklinde düzenlenmiştir.
Instagram ve Twitter’da sıklıkla karşımıza çıkan ünlü kişilerin mesajlarının ifşa edilmesi, bu maddeye göre suç teşkil etmektedir. Özellikle futbolcuların, basketbolcuların, sanatçıların veya sosyal medya fenomenlerinin suç teşkil etmeyen mesajlarının ifşa edilmesi yolu ile popülerlik kazanılmaya çalışılmasına sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu bağlamda ifşa fili suç teşkil etmektedir. Ayrıca bu kişilerin itibar kaybına ve maddi ve manevi zarara uğraması halinde; tazminat davası yolu ile zararların telafisi istenebilecektir.
Günümüzde genellikle sosyal medya aracılığıyla yapılan, özel görüşmelerin ifşa edilmesi TCK’ ya göre suç teşkil etmektedir. Peki ya haberleşmenin içeriği bir suç oluşturuyor ise bu suç oluşacak mıdır? Yani haberleşmeyi ifşa eden kişi bu yol ile tehdit, hakaret veya taciz ediliyor; şantaj yapıyor ise yine de bu suç oluşacak mıdır?
Günümüzde çeşitli mecralar üzerinden atılan; hakaret, şantaj, taciz ve tehdit içeren mesajlar ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Kimi zaman ise bu mesajlar suçun mağdurları tarafından ifşa edilmektedir. Özellikle Twitter kullanıcılar bu gibi paylaşımlarla sıklıkla karşılaşmaktadır. Öncelikle belirtilmedir ki bu mesajlar ile yetkili mercilere başvurulması suç oluşturmayacaktır. Bazı hukukçular bu mesajlaşmalar delil olarak kullanıldığında aleniyet unsuru gerçekleştiği için TCK m.132 kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini görüşündelerdir. Ancak yukarıda bahsedildiği üzere haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (m.132/3) ancak doğrudan kast ile işlenebilir. Bu sebeple mesajlaşmaların delil olarak kullanılmasının suç oluşturacağı görüşüne katılmak mümkün değildir.
Hukuk devletinde böyle bir durumla karşılaşıldığında ilk olarak yapılması gereken, savcılığa veya kolluk kuvvetlerine başvurudur. Ancak ifşa yolu tercih edilirse farklı bir değerlendirme yapmak gerekebilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi kişisel yazışmaların taraflarınca ifşa edilmesi suçu ancak doğrudan kastla meydana gelebilir. Bu gibi olaylarda kastın varlığı muhakeme edilmelidir. Eğer kastın varlığına karar verilirse bahsedilen suçun oluştuğu kabul edilmelidir. Somut olaylar karşısında değerlendirmeler yapılmalıdır. İfşa etme eylemi koruma, korunma gibi fonksiyonları taşıyor veya haber verme özgürlüğü kapsamında kamunun yararını içeren bir değere sahip ise mahkeme, kişilerin özel hayat hakkı ve toplum faydası açısından bir değerlendirme yaparak suç oluşmadığına karar verebilir.
Sonuç Olarak
Sosyal medya kullanıcılarının sıkılıkla başvurduğu ifşa etme yolu TCK kapsamında suç teşkil edebilmektedir. Kişilerin yazışmalarının gizliliği hukuk tarafından korunmaktadır. Bu sebeple çeşitli amaçlarla yapılan ifşa eylemi, özellikle içeriği suç barındırmayan yazışmaların ifşa edilmesi, ifşa edene ceza olarak geri dönebilir. İçeriğinin suç teşkil ettiği yazışmalar açısından ise; kamu yararı, haber verme özgürlüğü ve koruma unsurları mevcut ise haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu meydana gelmeyebilir. Aksi halde yine haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşacaktır.
Ancak bilinmelidir ki hak aranacak merci sosyal medya değildir. Hukuk düzeninde, karşılıklı zarar verme veya ihkak-ı hak gibi yollar kabul edilemez. Bu sebeple bahsedilen üstün yarar veya zorunluluk hali yoksa yapılması gereken; hakkın hukuki yollarla aranmasıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu gibi durumlarda, kolluk kuvvetlerinin yapıcı olmayan yaklaşımı ve hukuki sürecin uzun ve yorucu olması kişileri ifşa etme yoluna itebilir. Hukuk devletinden beklenen; kişilerin haklarını en hızlı ve güvenilir şekilde tesis etmesidir.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:
- İfade Özgürlüğüne Yönelik SLAPP Davaları
- Kamu Davası Açılmasında C. Savcısının Takdir Yetkisi
- Kamusal Alanda Fotoğrafçılığın Hukuki Değerlendirmesi
Bu makaleye şu şekilde atıf yapılması önerilir:
Mustafa Ceyhun Yetgin (2020) Kişisel Yazışmaların Sosyal Medya Yoluyla İfşası, hukukcukafasi.com/kisisel-yazismalarin-sosyal-medya-yoluyla-ifsasi, (Erişim Tarihi: …).
BAŞIBÜYÜK İsa, İletişim Sırasında Elde Edilen Gizli Ses Kayıtlarının Ceza Muhakemesinde Delil Olarak Kabul Edilebilirliği Sorunu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19, Sayı: 1, 2017, s. 161-204
ÇINAR Ali Rıza, Hukuka Aykırı Kanıtlar, TBB Dergisi, Sayı 55, 2004
KIZILARSLAN, Damla, Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçları (TCK m. 132)
TEKİN, D., Kişinin Tarafı Olduğu Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçuna (TCK m.132/3) İlişkin Güncel Sorunlar, Ceza Hukuku Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 43, Ağustos 2020, Sayfa: 567-582
barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/haberlesmenin-gizliligini-ihla-sucu-cezasi
Mustafa Ceyhun Yetgin
Mustafa Ceyhun Yetgin (Tümünü gör)
- Kişisel Yazışmaların Sosyal Medya Yoluyla İfşası - 18 Aralık 2020
- Kamusal Alanda Fotoğrafçılığın Hukuki Değerlendirmesi - 19 Nisan 2020
- Hukuksal Açıdan Türkiye’deki Suriyeliler ve Mülteciler - 15 Ekim 2019
1 Yorum
[…] Kişisel Yazışmaların Sosyal Medya Yoluyla İfşası […]