Themis’i Rehabilite Etmek
Bu çalışmanın amacı; Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezinde (AMATEM) madde kullanımını bırakmak için tedavi gören Themis’in bağımlılık ve tedavi deneyimlerini çok yönlü ele almaktır. Çalışmada Themis’in madde kullandığı süreçte yaşadığı biyolojik, psikolojik ve sosyal sorunların, deneyimlerin ve maddeyi bırakmak hususundaki motivasyon kaynağının belirlenmesine çalışılmıştır. Bu bağlamda Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniği’nde maddeyi bırakmak için tedavi gören Themis ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilerek yaşanılan deneyimler görünür kılınmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda araştırmanın bulguları bağlamında sosyal hizmet müdahalesinin nasıl olması gerektiği ele alınmıştır.
Veri Toplama Araçları
Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bu formda yer alan 7 temel soru bulunmaktadır. Bunun dışında kişilerin sosyo-demografik bilgilerini içeren sorular da sorulmuştur. Bu bağlamda sorular:
1- Madde kullanım öykünüzü anlatır mısınız?
2- Maddeyi bir nesneye benzetecek olsanız neye benzetirdiniz?
3- Madde kullanırken yaşadığınız sorunlar nelerdir?
4- Sizce madde bağımlılarına yönelik bir tedavi nasıl olmalı?
Maddeyle Tanışma (Themis, 28 yaşında)
Yunan mitolojisine ilgisi olanların yakinen tanıdığı Uranüs ve Gaia’nın kızıyım. Aynı zamanda Zeus’un Metis’ten sonraki ikinci karısıyım. Horae ve Moirae’nin de annesiyim. Bir kadının kendini başkaları üzerinden tanımlamak zorunda olması biraz üzücü farkındayım. Başkaları dediğim de; seni dünyaya getirenler, senin dünyaya getirdiklerin ve tabi dünyanı birleştirdiğin (!)
Uzunca bir süredir Olympos’ta yaşıyorum. Eşimin bir organizasyon şirketi var, onunla birlikte çalışıyorum. Eşimin vereceği bütün kararlarda ona adalet tavsiye ediyorum denebilir, bir çeşit danışmanlık görevi aslında. Birim yöneticilerini toplantıya çağırma ve toplantıları sona erdirme görevi de bende. Stresli bir iş yaptığımın farkındayım ama öfkeli veya cezalandırıcı değilimdir.
Bana yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, sessiz kalırım. Bu sadece dışarıdan duyulan(!) bir sessizlik. İçimde durumlar biraz karışık. Bağımlılık hikayem de kendimi duymak istemeyişimle başladı aslında.
Arkadaşlarımla ilişkilerim seviyeliydi. Herkesin bir diğerine anlatmadığı bir özel alanı vardı. Birimizin isteği veya davranışı bir diğerini etkilemezdi.
Şirkette yönetim kurulu, üç ayaklı bir sac üzerine oturtulmuş vaziyetteydi. Sacın her bir bacağı birbirinden bağımsız bir kuvveti oluşturuyordu. Bir gün genel kurula gelen değişiklik teklifiyle bizim için dengeyi sağlayan o sac bacaklarına bir şeyler oldu. Bir bacak inceltildi, temsili hale geldi, diğer bacak kalınlaştı ve tüm yükü tek başına taşıma iddiası içine girdi. Üçüncü ve son bacakta her ne kadar kâğıt üzerinde bir değişiklik olmasa da mevcut dengesizliğin onun üzerinde de etkileri oldu. Yani aslında işler, içimizden birinde yetki artışı olunca karışmaya başladı denebilir. O, önceleri ailesinden, arkadaşlarından, dışarıdan maddi ve manevi destek görüyordu. Değişim rüzgarını arkasına almıştı. Her şeyi başarabilirmiş hissine çoktan kapılmıştı. Yaptığı yatırımlar uzun vadeli olmadığından kısa sürede ekonomik anlamda sıkıntıları başladı. Uyuşturucu onun için bir kaçış ve yatırım yolu oldu. Aslında önce O’nun bağımlılık sürecine tanıklık ettim. Yanına ziyarete gittiğimde birkaç kez teklifini reddettim. Ama sonra bağımlı olmadan bırakabileceğime inanarak kullanmaya başladım. Sadece onun yanındayken içtiğimden kendimi yalnızca sosyal içici olarak tanımlıyordum.
Zamanla vücudum, ruhum tepki vermeye başladı. Çoğu insan benim nasıl göründüğümü bilir; öylesine çok kilo kaybı yaşadım ki teraziyi tutacak bilek kuvvetim, elbiseyi sabit tutacak bir bel simidim dahi kalmamıştı. Sürekli hak etmeyen insanlara hak etmedikleri muameleleri yapmaya ve güvenilmez biri haline gelmeye başlamıştım. Mahallede bile herkes arkamdan Olimpos’ta Themis diye biri yok! ‘Olimpos’ta Themis sadece bir kadın adı! şeklinde söylemlerde bulunuyordu. Susmaya devam ettim, sessiz kalırsam her şey unutulacakmış gibiydi.
Sonra şunu çok acı bir şekilde öğrendim: İnsanların senin varlığını kabul ettiği kadar varsın. Yavaş yavaş yok olmaya başladım, silikleştim. Bu arada işe devam ettim ancak bırakın yol göstermeyi yönetim kurulunu toplantıya dahi çağıramıyordum. Onlar canı istediğinde toplanıyordu, ben altına çağırmışım gibi imza atıyordum. Onlar bir karar alıyordu, ben danışmanlık yapmışım gibi imza atıyordum. Fikri sorulan değil ayak uyduran olmuştum.
Tüm bu değişimleri sosyal yaşama ayak uyduramamak, hantal olmakla alakalandırıyordum. Bağımlı olduğumu uzunca bir süre anlamadım. Anlamam da yeterince geç kaldığım için çok acılı oldu: Hayatımda iyiye bir değişiklik görmeyince o gün bırakmaya karar verdim. Bırakabileceğime o kadar emindim ki yardım almayı dahi düşünmedim. Ve bıraktım. O gece başım, beynim çıkmak istiyormuşçasına ağrımaya başladı. Eklemlerim ise yürümeye yeni başlamış bir çocuğu yirmi kilometre yürütmüşler gibi sızlıyordu. Ateşim vardı. Hem deli gibi üşüyor hem de deli gibi terliyordum. Gerçekten grip olduğumu sandım. Terfi alan o zatı aradım. Oldukça rahat bir şekilde kriz geçirdiğimi söyledi. Ben… Kriz… Geçiriyordum. Çok geçmeden tekrar başladım. Aldığım an tüm ağrılarım, sancılarım geçti… Şimdi düşününce keşke geçmeseydi diyorum. BAĞIMLILIĞIMI tasdikledim!
Artık zevk almıyordum, verdiği hisse ihtiyaç duymadığımı anladım ama zorundaydım…’’
Maddenin Anlamı
‘’Sabah kalktığınızda elinizi yüzünüzü yıkarsınız, kahvaltı yaparsınız ve giyinirsiniz. Bazı değişiklikler olsa da orta zekalı, makul, dürüst bir insan bunları yapar. Bunun normal ve doğru olduğuna inanır. Hatta biraz düşününce bu alışkanlıkların bazılarının binlerce yıllık tecrübeye dayandığına kanaat getirir ve doğruyu yapmanın gururunu yaşar. İşte madde kullanmak tüm bunları yanlış yapıp, yanlış olduğunu bilip yapmaya devam etmektir. Sabah kalkınca kahvaltı ihtiyacı duymazsınız çünkü maddeyi çoktan kullanmışsınızdır ve sizi tok tutar. Yüzünüzü yıkamanız gerektiğini kimi zaman yolda hatırlarsınız. Niye böyleyim diye üzülürsünüz, tüm bunlardan yakınırsınız ama kılınızı kıpırdatmazsınız, değişmesi gereken bir şey olduğuna inanmazsınız.
Maddenin en tehlikeli yanı ise; sizi, sahip olduğunuz hazzı sadece onun sağlayabileceğine ve bu yüzden ona borçlu olduğunuza inandırmasıdır.
Madde Kullanırken Yaşananlar
Yemek yememdeki bozukluk aşırı kilo kaybına yol açtı. Güçsüzlük ve unutkanlık başladı. İşe her gün yürüyerek giden ben, artık Mercedes S500 4matIc L VISION ile gitmeye başladım. Önceki yanıtımda da belirttiğim gibi kıyafetim içinde kaybolmaya, teraziydi kılıçtı bunları taşıyamamaya başladım. Ki kılıç ve terazi birlikte olmalıdır ve birbirini dengelemelidir, çünkü terazi olmadan kılıç kaba kuvvet, kılıçsız terazi ise uygulanamama demektir. Bunları yapamayan bir ben ne diye şirkette o koltuğu işgal etsin ki?
Göz altı morluklarını da unutmamak gerek tabii. Onları gizleyebilmek için gözbağı takmaya başladım. İlk başlarda hayatımı olumsuz etkilediği doğru. Ancak göz bağına bulduğum tarafsızlık sağlama kılıfı beni daha edebi bir karakter haline getirdi. Halbuki benim yani Themis’in gözünde bağ yoktu, olmamalıydı da. Kişilik tanınmadan nasıl adil bir karar verilir? Ama bizim memlekette doğaüstü yeteneklere hep inanılmıştır. İnsanlar da benim görmeden karar verebileceğime inandılar, hatta bu durumu sevdiler.
Yaşadığınız ilk krizden sonra siz de durumu anlayınca haliniz daha da bir değişiyor. Bunu kabullenmeyle bağımlılık dışarıdan da kolaylıkla anlaşılır hale geliyor. İnsanlarla karşılaştığınız her yerde, sizi daha önce hiç tanımamış o ayıplar ve korkar bakışlar karşılıyor. ETİKETLENİYORSUNUZ. Tıpkı kaplanıp etiketlenen ve türdeşlerinin yanına koyulan bir kitap gibi. İçinizde hatta ilk sayfanızda ne yazdığının dahi önemi olmuyor. İnsanlar bir günlük programına bir de sizin etiketinize bakıyorlar ve işine yaramayacağınızı düşünüp sizi rafa geri koyuyorlar. Bu etiketten kaçmak için ise izole oluyorsunuz. Yavaş yavaş eve ve hep gittiğiniz o şirkete hapsoluyorsunuz. Akşam çıkıp bir iki kadeh bir şey içemiyorsunuz, bir konserde dans ederek eğlenemiyorsunuz. Çünkü etiketinizi görebilirler. Hatta sırf bu nedenle sizi etiketleyebilirler bile.
İşin vahim tarafı da şirketteki ve evdeki herkesin sizin izole olmanız gerektiği fikrine mutlak bir doğru gibi yaklaşması. Hapislik halinizin meşrulaşması.
Bu izole hayat içerisinde belirli güzergahlar arasında yaşıyorsunuz. Bunun kötü tarafı bu güzergahları kullanan yolcu değilsiniz; araçsınız. Ama boş bir araç. Ne duygu yüklüsünüz ne anı. Çünkü duygularınızı ve onları hissetmeyi yavaş yavaş unutuyorsunuz. Mesela bu süreçte en çok özlediğim şey gülmek… Televizyonda komik bir şey olsa bile gülemiyorsunuz. Çok acıklı bir şey anlatılıyor ağlayamıyorsunuz. Duygularını hatırlayamayan biri nasıl empati kurabilir ki?
Bu süreçte o araç olarak sürekli bir şeyin peşindesiniz, durmadan aranıyorsunuz.
Tedavi Süreci
Kısa süreli tecrübe dayanarak kendi aşamalarımı sıralamam gerekirse;
1- Bir sorun olduğunu kabul etmelisiniz.
2- Sorunun ne olduğunun saptanması için şimdiki durumun tam ve objektif olarak saptanması gerekir ki bu saptamayı da ancak ilgili uzmanlar yapabilir. Uzman yardımı şart.
3- Bağımlı olduğunuzu kabul etmelisiniz. Çevrenize de kabul ettirmelisiniz. Ama batak gibi değil, tedavisi olan bir hastalık gibi.
4- Sorunun çözülebilir olduğuna inanılmalısınız ve çözmeyi gerçekten istemelisiniz.
5- Detoksifikasyon: Bu aşamada maddenin vücuttan tamamen atılması sağlanıyor, bir nevi arınma. Bu işin pek de duygusal olmayan boyutu ve kesinlikle gerekli.
6- Psikososyal aşama: Terapiler, aile görüşmeleri, sosyal aktiviteler yaptırılıyor. İzole olmanın maddeye daha çok bağlanmayı beraberinde getirdiği kısır döngüyü kırıyorsunuz. Maddenin sağladığı o hazzın başka şeylerden de edinilebileceğini anlıyorsunuz. Sorunları unutmanın o sorunun varlığını etkilemediğini, var olmaya devam ettiğini kavrıyorsunuz.
Ve son olarak geriye yeni bir düzen kurmak kalıyor. Bağımsız…
Beyaz adam / özgürlük gibi adaleti de /
bir kadın heykeliyle simgeledi / ama elinde terazi tutan / zavallı kadın /
gözleri bağlı olduğu için / kendisine tecavüz edenin / kim olduğunu göremedi.
Beyaz Adam – Sunay Akın
Şimdi elinde terazi tutan o zavallı kadın / gözündeki kimin taktığı belli olmayan o bağı çözdü / tecavüzü ve tecavüzcüsünü gördü / evet, neyi nasıl yapacağını henüz bilmiyor / Ama ilk adım için istemenin yeteceğini biliyor.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir:
- Karl Marx ve Max Weber’in Hukuk Anlayışı
- Platon’un Mağarasından Kaçmak
- Nudge Teorisi: Son Kararınıza Son Bir Dokunuş
- Fuller’in Sekiz İlkesi
Bu makaleye şu şekilde atıf yapılması önerilir:
Meltem Arife Karaçalı (2021) Themis’i Rehabilite Etmek, hukukcukafasi.com/themisi-rehabilite-etmek, (Erişim Tarihi: …)
ERÜKÇÜ AKBAŞ, Mutlu- Madde Bağımlılığı Tedavisi Gören Kişilerin Bağımlılık ve Tedavi Deneyimleri
BODUR, Harun – Adalet Tanrı(Ça)Ları: Themis ve Diğerleri
ayrıca bknz. onedio.com/haber/azeri-sanatcidan-adalet-teriminin-ulkelere-gore-nasil-degistigini-gosteren-13-illustrasyon-578727
Meltem Arife Karaçalı (Tümünü gör)
- Themis’i Rehabilite Etmek - 13 Kasım 2021
- Platon’un Mağarasından Kaçmak - 8 Şubat 2021