İnternet Yoluyla İşlenen Hakaret Suçları
Çağımızın en büyük icatlarından biri olan internet hayatımıza kattığı pek çok olumlu etkinin yanında sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlar son yıllarda hukuk normlarında da kendine yer edinmeye başlamıştır. Ceza hukuku açısından internet yoluyla işlenen suçların tespiti, suçun oluşumu, takibi gibi hem maddi ceza hukuku hem de şekli hukuku açısından konunun yeni bir boyutu ortaya çıkmaktadır. Bu yazımızda hakaret suçunun internet yoluyla işlenmesini inceleyeceğiz.
Hakaret suçunun, 5237 sayılı Ceza Kanunu’nda şerefe karşı suçlar başlığı altında yer alır. Hakaret suçu, TCK’nın 125. maddesinde, ‘‘Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran…’’ şeklinde düzenlenmiştir. Korunan hukuki yarar, kişinin sahip olduğu şeref, onur ve saygınlık hakkıdır.
Dünyadaki hukuk sistemleri hayata, vücut bütünlüğüne ve mal varlığına karşı suçlarda benzer düzenlemeler yapmaktayken şerefe karşı suçlarda farklı düzenlemelere başvurmaktadır. Bunun nedeni, şeref, onur ve saygınlık gibi kelimelerin örf ve adet kurallarıyla tanımlanmalarıdır. Örf ve adet kuralları her toplumda farklı gelişip yorumlanmakta ve farklı değerlere sahip olmaktadır. Nesnel ölçülere göre mi öznel ölçülere göre mi değerlendirileceği kapsamında ölçüt olarak ikisi arasında bir tercih yapılması gerekirse, nesnel ölçüye üstünlük tanınmalıdır. Şeref, onur ve saygınlık ancak toplumla anlam kazanabilir.
Hakaret Suçunun Maddi ve Manevi Unsurları
Hakaret suçunun işlenebilmesi için ilk olarak maddi unsurların gerçekleştirilmesi gerekir. Türk Ceza Kanunu 125. madde, ‘’Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Maddi unsurların ilki somut bir fiil ya da olgu isnadında bulunma ikincisi ise sövmedir. Somut bir fiil veya olgu isnadının mutlaka suç olması veya gerçek olması gerekmez. İsnatta bulunulan durumun suç olması, hakaret suçunun varlığına engel olmamalıdır. Bir kişiye isnat edilen somut bir fiil veya olgunun geçmişte işlenmiş veya halen yapılmakta olan bir duruma ilişkin olması gerekir. Aynı şekilde, isnat edilen somut bir fiil veya olgu konusunda, mağdurun yeteneğinin olup olmaması da önemli değildir. Örneğin, hadım olan veya iktidarsız olan bir kişiye, 15 yaşını bitirmiş bir kızla rızaya dayalı bir cinsel birleşme isnadında bulunulsa bile suç gerçekleşir. Ancak, iddia olunan hususun gerçek olduğunun ispat edildiği durumlarda, fail cezalandırılmayacaktır. Hakaret suçunda korunmak istenen hukuki yarar, mağdurun toplum içindeki, onur, şeref ve saygınlığı olması sebebiyle bu tür bir isnat, hukuki yarara zarar verebilecek niteliktedir.Sövme; kişiye onu rencide edebilecek sıfatlar atfedilmesidir. Sövme suretiyle hakaret suçunda, soyut ifadeler kullanılmaktadır. Bu nedenle, sövme ile işlenen hakaret suçlarının ispatı daha zor olmaktadır.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, mağdurun rencide olmuş olması veya aşağılanmış olması gerekmez. Rencide olabilecek veya aşağılanabilecek nitelikte olması yeterlidir. Hangi fiillerin, kişiyi rencide edebilecek veya aşağılayabilecek olduğunun ispatı bazen oldukça zordur. Her şeyden önce, yargıca bırakılmış olan bu takdir hakkı kullanılırken, isnat olunan somut fiil veya olgunun ve yakıştırma ya da sövme fiillerinin nerede, hangi zamanda, hangi şekilde, hangi iş veya mesleğin işlenişi sırasında veya vasıtasıyla gerçekleştirildiğinin dikkate alınması gerekir.
Manevi unsur, failin iç dünyası ile ilgili bir durumdur. Manevi unsur, kast ve taksir olarak iki şekilde ortaya çıkar. Kast, suç teşkil eden hareketin bilinip neticesinin de istenmesidir. Taksir ise, suç teşkil eden hareketin bilinip istenerek gerçekleştirilmesi fakat neticenin istenmemesidir. Hakaret suçunun, genel kastla mı yoksa özel kastla mı işlenebileceği konusunda görüş birliği bulunmamaktadır. Öğretide ağırlıklı görüş, hakaret suçunun genel kastla işlenebileceği şeklindedir. Genel kastta, yapılan hareket, kişiyi küçük düşürme amaçlı yapılmamaktadır. Küçük düşürebilecek nitelikte olmasını bilmek yeterlidir. Kanunun düzenlemesi de genel kastı yeterli görmektedir. Hakaret suçu, doğrudan kastla işlenebileceği gibi, olası kastla da işlenebilir. Bu nedenle, bilinçli taksirle işlenmesi mümkün değildir. Ancak, kanun koyucunun olası kastla bilinçli taksiri düzenlerken, kullandığı dildeki özensizlik, bilinçli taksirle de bu suçun işlenebilme yolunu açacak niteliktedir. İki durum arasındaki tek fark, öngörülen neticenin kabul edilip edilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Hakaret Suçunun İnternet Yoluyla İşlenmesi
Hakaret suçu, huzurda ve gıyapta olmak üzere iki şekilde işlenebilir. Hakaret suçunun huzurda işlenmesi, onur kırıcı fiillerin hiçbir aracı olmaksızın doğrudan doğruya mağdura yöneltilmesi ile olur. Ancak, bu suçun huzurda işlenmesi sadece bu durumla sınırlı değildir. Nitekim, TCK’nın 125. maddenin 2. fıkrasında, ‘‘…Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle ilenmesi halinde…’’ huzurda işlenmiş sayılacağı düzenlenmiştir. İnternet; iletişim aracı, ses, yazı ve görüntüyü de içerebilen çok yönlü iletişim aracı olmasından dolayı, internet yoluyla yapılan hakaret suçu, huzurda yapılmış sayılması yerindedir. Bir kimsenin fotoğrafına hakaret içerikli yazı, görsel eklenmesi sosyal medya üzerinden doğrudan mağdura gönderilmesi halinde huzurda hakaretin gerçekleştiği kabul edilecektir. Ancak doğrudan mağdura göndererek değil de, herkesin erişimine açık bir ortamda paylaşılması durumunda aleniyet unsuru da gerçekleşmiş olacağından ceza altıda bir oranında arttırılacaktır.
Basın yoluyla hakaret suçu, 2005 yılında 5377 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerden sonra genel hakaret suçlarının nitelikli biçimi olmaktan çıkartılmıştır. Türk hukukunda basın yoluyla hakareti genel hakaret suçlarının nitelikli biçimi olarak tanımlayan yürürlükte herhangi bir kanun hükmü yoktur. Basın yoluyla hakaret kavramı, internet ortamında yapılan yayınlar ve habercilik faaliyeti açısından da kullanılmakta, internet haberciliği çerçevesinde yapılan yayınlar vasıtasıyla işlenen hakaret fiilleri, basın yoluyla hakaret olarak anlaşılmakta ve 5187 sayılı Basın Kanunu hükümlerinin uygulanması kabul edilebilmektedir.
Halbuki, Basın Kanunu’nun amaç ve kapsamını belirleyen hükümleri ile Kanun’da öngörülen tanım maddeleri, internet haberciliği bakımından bu Kanun’un uygulanmasına engeldir. İnternet ortamında işlenebilecek hakaret suçları bakımından farklı olasılıklara göre, hangi kanunların uygulanacağı sorunu mevcuttur. Buna göre, genel hakaret suçlarının, elektronik posta aracılığıyla işlenmesi, bu suçların “internet gazeteciliği” ya da “internet haberciliği” vasıtasıyla gerçekleştirilmesi ve nihayet habercilik özelliği taşımayan internet yayınları aracılığıyla hakaret suçlarının işlenmesi olasılıkları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. İnternet yayınlarıyla işlenen hakaret suçları ile internet aracılığıyla gönderilen iletiler vasıtasıyla işlenen hakaret fiillerini birbirinden ayırmak gerekir.
E-Posta Aracılığıyla Hakaret
Elektronik posta yoluyla hakaret 5237 sayılı TCK madde 125 2. Fıkraya göre cezalandırılmalıdır.
TCK Madde 125.
1- Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnateden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
2- Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
3- Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
4- Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
5- Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
İnternet Yayıncılığı ve İnternet Yayınları Yoluyla Hakaret
İnternet yayınları ve internet yayıncılığı örneğin ‘’internet gazeteciliği’’ yoluyla işlenen hakaret fiilleri TCK madde 125 2.fıkra kapsamı dışındadır. Bu fiillerin ileti göndermek olarak nitelendirilmeyeceği açıktır. Uygulamada gazetelerin internet sitelerinde yapılan yayınlar ya da başkaca internet sitelerinde yerleştirilen yazılı, görsel, işitsel ifadeler yoluyla hakaret olarak nitelendirildiği bilinmektedir. Öğretide İnternet yayıncılığının basın faaliyeti olarak görülmesi görüşünü ve bunun sonucunda 5187 sayılı Basın Kanunu’nun basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin madde yönünden yetkiyi düzenleyen 27. maddesinin internet yayınları bakımından uygulanmasını savunanlar vardır. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un, ceza hükümleri açısından, 5187 sayılı Basın Kanunu’na göre özel bir kanun olmadığı, yer verilen tanımlar ve diğer düzenlemeler dolayısıyla “başvurulması gereken yardımcı bir yasal kaynak olduğu” savunulmuştur. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de 2001 yılında verdiği bir kararda, internet gazeteciliği ya da bu kapsamdaki yayın faaliyeti sırasında kişilik haklarına saldırıyı basın yoluyla kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirmiştir. Bununla birlikte, kararda, o tarihte internet yayınlarının durdurulması ve çıkarılması kararları verilmesine ve bu kararların yerine getirilmesine ilişkin kanuni düzenlemeler bulunmaması nedeniyle, yerel mahkemenin bu yönde karar alınmasına ilişkin talebi reddetmeyerek kabul etmesini hukuka aykırı bularak bozma kararı vermiştir. Fakat internet yayınları vasıtasıyla veya internet yayıncılığı ya da gazeteciliği dolayısıyla işlenen genel hakaret suçları bakımından uygulanması gereken hükümler 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da yer almaktadır. 5651 sayılı Kanun’un amaç ve kapsam ile tanımlara ilişkin ilk iki maddesinde öngörülen düzenlemeler ışığında, internet yayıncılığına ve internet yayıncılığı vasıtasıyla işlenen suç fiillerine bu Kanun’un ilgili hükümlerinin uygulanacağını kabul etmek zorunludur. O halde, bu Kanun’un 5187 sayılı Basın Kanunu’na “yardımcı bir kaynak” olduğu, Basın Kanunu’na göre özel bir kanun olmadığı yönündeki değerlendirmeye katılmak da mümkün değildir. İki ayrı kanun, iki ayrı faaliyet alanı ve aracını düzenlemektedir.
Sonuç olarak, internet haberciliği ya da gazeteciliği faaliyeti açısından yeni bir kanun hazırlanması belki de en doğru çözümdür. Ancak böyle bir kanunun yürürlüğe girmesine kadar, Basın Kanunu’nun, mevcut haliyle internet haberciliği bakımından uygulanması hukuken olanaksızdır. Diğer bir çözümün, 5187 sayılı Basın Kanunu’na internet yayıncılığı ile ilgili hükümler eklenmesi olduğu düşünülebilirse de, Kanun’un, kapsam, tanım, suçun oluşması gibi hükümleri düşünüldüğünde, mevcut sisteminin bozulmaması bakımından yeni ve özel bir kanun hazırlanmasının daha doğru olacağı anlaşılmaktadır. Öğretide, internet haberciliğini “basın faaliyeti” olarak kabul edenlerin mevcudiyetine karşın, 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına girmeyen ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi internet yayıncılığı ya internet yayınları bakımından 5187 sayılı Kanun’un uygulanması her iki Kanun’un amaç ve kapsam ile ilgili hükümlerine ve özel kanunun önceliği ilkesine aykırıdır.
Bu yanlış uygulama, ceza muhakemesi bakımından da yanlış sonuçlara yol açmakta, aslında sulh ceza mahkemelerinin madde yönünden yetkisine giren işlere basın suçlarına bakan asliye ceza mahkemeleri el atmaktadır. Aynı şekilde, sadece basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava süreleri internet yayınlarına uygulandığı taktirde, kendi özel kanununda öngörülmeyen sürelerin uygulanması söz konusu olabilecektir.
İnternet Yayıncılığı ya da Gazeteciliği Kapsamına Girmeyen ve İnternet Sitelerinde Yapılan Yayınlar Yoluyla Hakaret
İnternet ortamında yapılan ve hakaret içeren yayınların 5651 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacağı, öte yandan TCK’nın 125. maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen hakaret suçunun alenen işlenmesine ilişkin düzenleme kapsamında değerlendirilmelidir. Nitekim, 5651 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (ğ) bendinde öngörülen ve “İnternet ortamında yapılan yayın” ifadesinden, “İnternet ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişilerin ulaşabileceği verileri(n)” anlaşılması gerektiği yönündeki tanım da bu yorumu desteklemekte hatta zorunlu kılmaktadır.
Suçun Faili ve Mağduru
Hakaret suçunun faili, ancak gerçek kişiler olabilir. Hakaret teşkil eden bir fiil, ancak bir insan tarafından gerçekleştirilebilir. Bir tüzel kişiliği temsilen yapılan hakaret niteliğindeki fiillerde, fiil her ne kadar tüzel kişilik adına gerçekleşmiş olsa da, cezai anlamda sorumluluk, o tüzel kişiliğin kanunda belirtilen ilgili organlarındaki kişilere aittir. Bir hayvanın, hakaret suçunda kullanılması halinde, mesela bir papağanın, dolaylı faillikten dolayı, o hayvanı kullanan kişi, sorumludur. Aynı kural, isnat yeteneği olmayan, sağır – dilsiz, akıl hastaları ve çocukların kullanılmasında da geçerlidir. Hakaret suçunun mağduru, gerçek ve tüzel kişiler olabilir.
Tüzel kişiler, her ne kadar suçun faili olamasalar da, mağduru olabilirler. Çünkü mağdur olmak için, şahsiyet sahibi olmak yeterlidir. Ayrıca cezai sorumluluk sahibi olmaya gerek yoktur. Bu nedenle, sağır – dilsiz, akıl hastaları, 12 yaşından küçükler de bu suçun mağduru olabilirler. Hakaret suçunun mağduru olmak için mağdurun kimliğinin açıkça belirtilmesine gerek yoktur. Durumun özelliklerinden tahkir edici fiilin kime yönelik yapıldığı çıkarılabiliyorsa suç gerçekleşir.
Hukuka Aykırılığı Ortadan Kaldıran Neden Bulunması
Hakaret suçunda, hukuka aykırılığı kaldıran neden olarak, onur kırıcı fiilin muhatabı kişinin rızasının bulunması, fiili suç olmaktan çıkarır. Rıza, fiilin işlenmesinden sonra açıklanırsa, fiil hukuka uygunluktan yararlanmaz. Rızanın açıklanış şekli önemli değildir. Açık, kapalı, yazılı, sözlü, mimiklerle vb. birden çok şekillerde açıklanabilir. Burada önemli olan, rıza açıklama yönünde irade beyanını olmasıdır.
Eleştiri hakkı, iddia ve savunma hakkı, gazetecilik mesleğinin icrası gibi bazı durumlar, hakaret niteliği taşıyan fiilleri suç olmaktan çıkarabilir. Örneğin, bir bilimsel yayının eleştirilmesi ya da bilimsel bir araştırma sonucunda varılan sonucun açıklanması amacıyla yapılan eleştirilerde, hakaret suçu işlenmiş olacak mıdır? Burada hassas bir denge ve sınır vardır. Ya basın özgürlüğüne ağırlık verilecek ya da kişi hak ve özgürlüğüne ağırlık verilecektir. Genel eğilim, basın özgürlüğünün esas olup, kısıtlanmasının istisna olması şeklindedir. Basın özgürlüğünün üç sınır vardır. Biri, yapılan yayının, kamuoyunu yakından ilgilendirmesi, ikincisi bilinmesinde kamusal yarar bulunması ve üçüncüsü gerçek olaylara dayanmasıdır.
Mahkemedeki İfadeler Hakaret Suçu Kapsamında mıdır?
İddia ve savunma da bir haktır. Ancak bu hak da diğer haklar gibi sınırsız değildir. Her hangi bir suç ile ilgili ileri sürülen iddia ve savunmalar, nitelikleri gereği bir başkasını rencide edebilecek söz veya ifadeler barındırabilir. İddia ve savunmanda ileri sürülen ifadelerin, hakaret veya başka bir suç oluşturmaması için, iddia ve savunma kapsamındaki ifadelerin maddi olgulara dayanması ve iddia ve savunma açısından gerekli olması gerekir. Buradaki gerekli kelimesinden, söz konusu iddia ve savunmada, olayın çözümü açısından ileri sürülmesinin haklı veya kabul edilebilir olmasıdır. Örneğin, bir kişinin yer ve zaman belirterek malını çaldığını söyleyen kişi, hakaret suçunu işlemezken, bu kişinin zaten bunu bir meslek edindiğini söylemesi suç oluşturmalıdır.
Adli İşlem Süreci
İnternet aracılığıyla hakarete uğrayan bir kimsenin bu suça ilişkin şikayetini, Cumhuriyet Başsavcılığına, kolluk makamlarına, valiliklere veya kaymakamlıklara ya da hakaretin Yurt dışındaki internet sitelerinden yapılması halinde Türkiye’nin elçilik veya konsolosluklarına yapması mümkündür.
Soruşturulması veya kavuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kavuşturma yapılmaz. Zaman aşımı açısından belirtilen altı aylık süre, suçun İnternet ortamında işlenmesi halinde suçun temel hali açısından farklı işler. Şöyle ki hakaret suçunu oluşturan yazılı, görsel veya sesli iletinin internet ortamında var olmaya devam etmesi ve herkes tarafından erişilmeye devam ettiği sürece suç henüz tamamlanmamıştır. Şikayet zaman aşımı süresinin başlaması için hakaret suçuna neden olan fiilin gerçekleşip bitmiş olması gerekir. Yani ileti internet ortamından kaldırılırsa altı aylık süre başlayabilir.
Hakaret suçunun aynı kişiye karşı değişik zamanlarda işlenmesi halinde veya birden fazla kişiye ya da bir topluluğa yönelik hakaretlerde de zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Bu durumlarda faile hakaret suçundan dolayı bir kez ceza verilecek ancak bu ceza artırılacaktır.
İnternet Üzerinden Hakaret Suçlarında Yetkili Mahkeme Hangisidir?
Bilişim suçları bakımından Türk Ceza Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısı ile genel hükümler değerlendirildiğinde uygulamada internet ortamında işlenen hakaret suçu bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. İnternete yolu ile işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yetkiye ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Yetki bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. Maddesi hükümleri değerlendirildiğinde; Suçun işlendiği yer mahkemesi, teşebbüste son icra hareketinin gerçekleştirildiği yer mahkemesi, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi internet yolu ile işlenen suçlarda yetkili mahkemenin belirlenmesinde esas alınmalıdır.
İnternet Ortamında Hakaret Suçunun İspatı
İnternet yolu ile veya sosyal medyadan hakaret suçu internetin içerisinde bulunan insanların yorumuna, mesaj atmasına kısacası size ulaşmasına imkan tanıyan tüm araçlar ile olabilir. İnternet uygulamalarının hangisinde olursa olsun hakaret suçunun işlenmesi halinde TCK yaptırımları uygulanacaktır.
İnternet üzerinden işlenen hakaret suçunun ispatı için mağdurun bunu ispat etmesi çok zor değildir. Örneğin, Twitter ya da Facebook gibi sosyal medya sitelerinden hakarete uğrayan mağdur, hakarete neden olan söz konusu kelimenin ya da cümlelerin ekran görüntüsü olarak kaydedebilir ve bu bilgileri hakarete uğradığına dair delil olarak kullanabilir. Ancak bazı durumlarda, internet üzerinden yapılan paylaşımın kendisine ait olduğunu kabul etmeyen bir kişinin tespiti IP adresleri üzerinden yapılmaktadır. Ancak Twitter- Facebook- İnstagram gibi ABD’ de kurulu şirketler tespit için kullanacak IP adresini ülkemiz yetkili makamları ile paylaşmayabilmektedir. Veyahutta delilin ekran görüntüsünün alınmadığı bir durumda şüpheli suç içeren unsurları silebilmekte ve ispat açısından yeterli delil olmayabilmektedir.
İnternetteki Hakaret Nasıl İspat Edilir?
Bu durumda devreye, Türkiye Noterler Birliğinin, İnternet üzerinden işlenen suçların tespitine ilişkin E-tespit uygulaması girmektedir. İlgili adrese https://e-hizmet.tnb.org.tr/tespit/ adresinden ulaşılabilmektedir. TNB E-tespit uygulaması ile internetten hakaret ve tehdit içeren sayfaların, yine internet ortamında yer alan tüm yayınların ve indirilebilen dosyaların tespitini yapabilirsiniz. Sistem 7/24 hizmet verecek şekilde kurulmuştur, ancak işlemin kesinleşmesi için mesai saatleri içinde seçtiğiniz bir noterliğe başvurarak tespit tutanağını hazırlatmanız gereklidir. Bu sistemde videolar oynatılma anında tespit edilememektedir ancak 5MB’ı geçmeyen ve indirilebilir olan videolar sistem tarafından kayıt altına alınabilir.
İnternet Ortamında Hakaret Etmenin Cezası
İnternet yolu ile hakaret suçunu işleyen kişi üç aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Hakim somut olayın özelliğine, suçun işleniş biçimine, sanığın durumuna ve yapılan savunmaya göre 2 yıla kadar hapis cezasında bulunabileceği gibi para cezası da verebilir.
KATOĞLU,T. Basın Yoluyla Hakaret Kavramı ve Madde Yönünden Yetki Sorunu.
ÖZEN, M. (2008). TBB Dergisi, sayı 75.