Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru

Temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilmesi durumunda ülkemiz içerisindeki son kanun yolu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoludur.
Bu yazımızda Anayasa Mahkemesine başvuru nasıl yapılır, başvuru sırasında izlenmesi gereken adımlar, başvuru için gerekli belgeler, başvuruya hangi temel hak ve hürriyet ihlallerinin konu edilebileceği, başvuru süresinin kaç gün olduğu ve tazminat talebi gibi birçok konuda bilgi verilmiştir.
Bireysel Başvurunun Niteliği ve İşlevi
12 Eylül 2010 tarihli halk oylaması sonrasında Anayasa’da yapılan değişiklik ile bireysel başvuru ülkemiz hukuk sisteminde yerini almıştır. Anayasa’nın 148. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurabileceği düzenlenmiştir.
Bireysel başvuru, temel hak ve özgürlükleri kamu gücü tarafından ihlal edilen bireylerin açabilecekleri bir dava türüdür ancak ikincil ve yardımcı nitelikteki olağanüstü bir hukukî çaredir. Bireysel başvuru, 2010 yılında gerçekleştirilen halk oylaması ile temel hak ve özgürlüklerin ulusal düzeyde korunmasını sağlamak amacı ile Türk Hukukuna getirilmiş bir kurumdur. Esasında temel hak ve özgürlükler Anayasa tarafından koruma altına alınmıştır. Bazı durumlarda temel hak ve özgürlükler, yasama yürütme veya yargı erklerinden biri tarafından tecavüze uğrayabilmektedir. Bu tür durumların önüne geçebilmek için bireysel başvuru yolu oldukça etkin bir çözüm yoludur.
Anayasa tarafından koruma altına alınmış temel hak ve özgürlüklere tecavüz eden bir kanun, bir yürütme işlemi ya da bir idari işlem anayasa aykırıdır. Soyut veya somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebilir. Aynı şekilde, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden yargı kararları da nihai olarak kanun yolları aracılığıyla bozulabilirler. Kamu gücünün suç teşkil eden temel hak ve özgürlük ihlalleri, ceza kovuşturmasının ve yargılamasının da konusu olabilir. Gerek ceza, gerek idare gerek ise medeni hukukta kamu gücü tarafından gerçekleşen temel hak ve özgürlük ihlallerinin suç, haksız fiil veya sair zararlı veya tehlikeli fiiller olarak nitelendirilip tazminat müeyyidesi ile sonuçlanması mümkündür.
Temel hak ve özgürlüklerin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu ile korunması tüm kanun yollarının tükendiği veya bunlara başvurulamadığı durumlarda kullanılabilecek son bir çıkış olanağıdır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklerin hukuk devletindeki vazgeçilmez öneminden kaynaklanan ülke içindeki son telafi imkanıdır.
Bireysel Başvurunun Konusu
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının kullanılabilmesi için ihlal edildiği iddia edilen hak hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hem de Anayasa tarafından aynı anda güvence altına alınmış olmalıdır. Hem Anayasa’da hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde koruma altına alınan haklar şunlardır:
- Din ve Vicdan Özgürlüğünün İhlali
- Örgütlenme ve Toplanma Hakkı İhlali
- Mülkiyet Hakkı İhlali
- Eğitim ve Öğrenim Hakkı İhlali
- Serbest Seçim Hakkı İhlali
- Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması İhlali
- Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı İhlali
- Düşünce ve İfade Özgürlüğü Hakkının İhlali
- Özel Yaşam, Aile Yaşamı, Konut ve Haberleşme Hakkının İhlali
- Suç ve Cezaların Kanuniliği İlkesinin İhlali
- Adil Yargılanma Hakkının İhlali
- Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkının İhlali
- Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağının İhlali
- İşkence Yasağının İhlali
- Yaşam Hakkının İhlali
Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlemler
6216 sayılı Kanun’un 3. fıkrasında, üç işlem bireysel başvuru kapsamı dışında bırakılmıştır. Bunlar, yasama işlemleri, düzenleyici idari işlemler ve Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerdir. Yasama işlemleri ve düzenleyici idari işlemlere karşı doğrudan başvuru yapılamayacağı, Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin ise bireysel başvuruya konu olmayacağını 6216 sayılı kanun tarafından ifade edilmiştir.
Söz konusu düzenleme uyarınca yasama işlemleri ve idarenin düzenleyici işlemlerine doğrudan bireysel başvuru yapılamaz. Bununla birlikte yasama işlemin veya düzenleyici idari işlemin kişiye yönelik olarak uygulanması ve bu uygulama sonucunda hak ihlaline neden olması durumunda, ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak bireysel başvurunun yapılabileceği ileri sürülmüştür.
Yasama işlemi, yasama organı tarafından yapılan sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamasıdır. Yasama organının yaptığı her işlem gerçek anlamda yasama işlemi değildir. Yasama işlemi, yasama organının yasama faaliyetine ilişkin olarak gerçekleştirdiği işlemlerdir. Yasama organının kendi iç işleyişine ilişkin olarak gerçekleştirdiği işlemler yasama işlemi tanımının kapsamı dışındadır. Yasama işlemleri kanunlar ve meclis kararları olarak iki ayrı başlık altında incelenmektedir. Kanunları yasama organı tarafından yapılan düzenleyici işlemler olarak tanımlarken, meclis kararlarını yasama organı tarafından yapılan bireysel işlemler olarak tanımlayabiliriz.
Bir yasama işleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda, bireysel başvuru yoluyla doğrudan yasama işlemine değil ancak yasama işleminin uygulanması mahiyetindeki işlem, eylem ve ihmallere karşı başvuru yapılabilecektir. Bu şekilde bireysel başvuru yolunun kullanılabilmesi için söz konusu işlem, eylem ve ihmallere karşı varsa başvurulabilecek kanun yollarının da daha öncesinde tüketilmiş olması gerekmektedir.
Düzenleyici idari işlem, idare tarafından kamu gücü kullanarak gerçekleştirilen fiillerdir. İdarenin işlem ve eylemlerinden dolayı menfaati ihlal edilen kimse tarafından işlemin iptali veya uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, işlem ve eylemin yargısal denetimi yapılmaktadır. Düzenleyici idari işlemlere karşı idari dava açılmak suretiyle hukuk aykırı iseler iptal edilmelerini sağlama imkânı tanınmış iken diğer koşulların da bir araya gelmesiyle birlikte anılan düzenleyici işleme karşı bireysel başvuru yolunun doğrudan kullanılmaması kendi içinde bir çelişki olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu durum her ne kadar kendi içinde bir çelişki oluştursa da kural olarak düzenleyici idari işlemlere karşı bireysel başvuru yolu kullanılamaz.
6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 3. fıkrasında, bireysel başvuru kapsamı dışındaki son işlem Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerdir.
1982 Anayasa’nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ifade edilmesine rağmen devam eden fıkralarında ve Anayasa’da bulunan bazı maddelerde çeşitli sınırlamalar getirilmiştir.
Bunlar;
- Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler, resen imzaladığı kararlar ve emirler,
- Yüksek Askeri Şura’nın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararları,
- Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin tahkim kararları,
- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun meslekten çıkarma cezası hariç aldığı diğer kararlar.
Yukarıda saydığımız işlemlere karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kapatılmıştır.
Bireysel Başvuru Hakkını Kullanmak İçin İzlenmesi Gereken Adımlar
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Nasıl Yapılır?
Hakları ihlal edilen kişi tarafından başvurulan bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için öncelikle tüm yargı yollarının (idari ve yargısal yolların tamamı) tüketilmiş olması gerekir. Yargısal yolların tüketilmesi şartı ise, olağan kanun yollarının tüketilmesi anlamı taşımaktadır. Kesin olarak verilen yerel mahkeme kararlarının tefhimi ya da tebliği tarihinden itibaren olağan kanun yolları tüketilmiş sayılır. Anayasa mahkemesi, aynı olay nedeniyle birden çok yargı yolu mevcut ise, olağan kanun yollarından en etkili kanun yolunun tüketilmesini istemektedir. Olağan kanun yolları tüketildikten sonra anayasa.gov.tr adresinden temin edeceğimiz bireysel başvuru formunu doldurduktan sonra başvuru formunu Anayasa Mahkemesinde bulunan bireysel başvuru noktasına, mahkemeler ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve yurtdışı temsilciliklerine teslim edilmesi ile bireysel başvuru işlemi gerçekleştirilmiş olur.
Bireysel Başvuru Formu Şu Şekilde Doldurulmalıdır;
- Öncelikle ilgili yerlere kişisel bilgiler doğru ve açık yazılmalıdır.
- Daha sonra bireysel başvuruya konu olay ve tüm yargısal süreç tarihi sıralamaya uygun bir şekilde özetlenmelidir.
- Başvuru formuna eklenecek belge ve kararlar numara verilmek suretiyle eklenmelidir.
- Başvurucunun nüfus cüzdan fotokopisi mutlaka başvuruya eklenmelidir. Nüfus cüzdan fotokopisi gönderilmeyen başvurular sırf bu nedenle reddedilmektedir (Fotokopi belge ve kararların aslına uygunluğu onaylanmalıdır).
- Başvuru formunda bireysel başvuruya konu edilen olay ve yargısal süreç nedeniyle, Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen hangi hakların ihlal edildiği belirtilmelidir.
- Bireysel başvuru formunun sonuç bölümünde; ileri sürülen ihlallerin tespiti ile ihlalin ortaya çıkardığı zararın giderilmesi için yeniden yargılama yapılması veya uğranılan maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi talep edilmeli, tazminatın miktarı belirtilmelidir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvurularda, AİHM’e yapılan başvuruların aksine en başta başvuru formunda tazminat miktarı belirlenerek talep edilmelidir. Aksi halde Anayasa Mahkemesi ihlal kararı verse bile tazminata hükmetmeyecektir.
- Başvurucunun yaşama hakkının, maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikenin bulunması halinde, başvurunun esası hakkında karar verilmeden önce başvuruya konu olan husus hakkında tedbir kararı verilmesi talep edilmelidir.
Konuya ilişkin olarak Dilekçede Biçimsel Düzen adlı makalemizi buradan okuyabilirsiniz.
Bireysel Başvuru Hakkında Sık Sorulan Sorular
1) Bireysel başvuru hangi tarihten itibaren kesinleşen kararlar için yapılabilir?
Anayasa Mahkemesi 23 Eylül 2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan başvuruları incelemektedir. Bu tarihten önce kesinleşen kararlar ise incelenmemektedir.
2) Bireysel başvuru nereye yapılmalıdır?
Bireysel başvurular;
- Anayasa Mahkemesinde bulunan bireysel başvuru noktası,
- Mahkemeler ve Cumhuriyet Başsavcılıkları,
- Yurt dışı temsilciliklerinde gerçekleştirilmektedir.
Başvuruların başvuruya konu kararı veren mahkemeler vasıtası ile yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır.
3) Bireysel başvuru hangi tarihten itibaren ve kaç gün içinde yapılmalıdır?
Bireysel başvuru;
- İdari ve yargısal hak arama yolları tamamlandıktan (temyiz, istinaf gibi) ve karar, başvurucu tarafından öğrenildikten,
- Başka hak arama yolları yoksa ihlal öğrenildikten sonra 30 (otuz) gün içinde yapılmalıdır.
4) Mazeret sebebiyle süresi içinde başvuruda bulunulmazsa ne yapılmalıdır?
Mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı bir mazeret nedeniyle 30 (otuz) günlük başvuru süresinin kaçırılması hâlinde mazeretin kalktığı tarihten itibaren en geç 15 (on beş) gün içinde mazerete ilişkin belgelerle başvuru yapılabilir.
5) Adli tatilde başvuru süresi işlemeye devam eder mi?
Anayasa Mahkemesi adli tatilde de çalışmaya devam ettiği için başvuru süresi ve verilen diğer süreler işlemeye devam eder.
6) Kimler başvuru yapabilir?
Kural olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunlara ek olarak Türkiye’nin taraf olduğu protokollerin ortaklaşa güvence altına aldığı temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkes, bireysel başvuruda bulunabilir.
Dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da onaylı örneklerinin başvuru formuna eklenmesi şarttır. Bunun yanı sıra başvuru formuna aşağıdaki belgelerden gerekli olanlar eklenmelidir:
- Kanuni temsilci vasıtasıyla takip edilen başvurularda kanuni temsilcinin başvurucuyu temsile yetkili olduğuna dair belge (vasi aracılığıyla yapılan başvurularda vesayet kararı örneği gibi),
- Avukat vasıtasıyla takip edilen başvurularda avukatın başvurucuyu temsile yetkili olduğuna dair baro pulu ve vekâlet suret harcının ödendiğini gösteren belgenin ekli olduğu vekâletname.
7) Başvuru formuna hangi belgeleri eklememiz gerekir?
- Harcın ödendiğine dair belge,
- Başvuru bizzat yapılmış ise başvurucunun kimliğini tespite yarar resmi belgenin onaylı örneği,
- Tüzel kişilerde tüzel kişiliği temsile yetki belgesi,
- Nihai karar ya da işlemi öğrenme tarihini gösteren belge,
- İhlal iddialarını temellendirecek belgelerin onaylı örnekleri,
- Tazminat talebi varsa uğranılan zarar ve buna ilişkin belgeler,
- Olağan ve olağanüstü kanun yolu başvuru dilekçelerinin onaylı örnekleri,
- Başvuru süresinde yapılamamışsa varsa mazereti ispatlayan belgeler,
- Adli yardım talebi varsa yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren belgeler.
8) Başvuru ne zaman karara bağlanır, inceleme için belirli bir süre gerekir mi?
Bireysel başvuruların karara bağlanmasında herhangi bir yasal süre koşulu öngörülmemiştir. Kural olarak bireysel başvurular, mahkemeye geliş sırasına göre incelenerek karara bağlanır. Ancak Anayasa Mahkemesi, başvuruların konuları itibarıyla önemini ve aciliyetini gözönünde bulundurarak belirlediği kriterler çerçevesinde farklı bir inceleme sıralaması izleyebilir.
9) Başvuru yaptıktan sonra başvurudan vazgeçilebilir mi?
Başvurudan vazgeçmek veya feragat etmek mümkündür. Bu durumda düşme kararı verilebilir.
AYDIN, Öykü Didem; Türk Anayasa Yargısında Yeni Bir Mekanizma: Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XV, Y. 2011, Sa. 4
YALÇINÖZ, Bahadır; Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem Ve Kararlar, Ulusal Hakemli Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi Ocak 2014, Sa. 2
anayasa.gov.tr/media/6570/bb_brosur.pdf
barandogan.av.tr/blog/bireysel-basvuru/anayasa-mahkemesine-bireysel-basvuru
Ertuğrul Kahraman
Ertuğrul Kahraman (Tümünü gör)
- Hâkim İlkeler Işığında İmar Planı Değişiklikleri - 10 Ekim 2021
- Kriptoparaların Haczi ve Soğuk Cüzdan Haczi Sorunu - 8 Temmuz 2021
- Tanınmamış Devletlerin Tanınması - 4 Haziran 2021
3 Yorum
[…] Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru […]
[…] uygun hak arama yollarına erişilebilmelidir. Su hakkının sağlanması için taraf devletler anayasalarında düzenleme yapabilecekleri gibi çıkartacakları özel kanunlarla da su hakkını koruma altına […]
[…] Başvurucu, 2016 yılında AİHM’e başvurmuştur. Bu kararda AİHM, Türkiye’nin AYM Bireysel Başvuru Yoluna gidilmemiş olması nedeniyle iç hukuk yollarının tüketilmediği itirazında bulunmadığını […]